Tavsiyeler:
- İşkembeli Nohut
- Yaprak Sarması
- Beyaz Lahana Sarması
- Kelle Paça Çorbası
- Balık Çorbası
- Ciğer
- Komposto
Neslini sürdürmek isteyen disiplinli işletmelerin kendine has özelliklerini ve ustalarını bir tarihî eser gibi korumaları ve sahiplenmeleri gerekir. İzmir Kemeraltı’daki Bizim Lokanta bunu başarabilmiş bir esnaf lokantası. Bu sayede de belli saatlerde önünde uzun kuyruklar oluşuyor. Ustanın servis yaptığı yerin arkasında, tavana yakın kısımda “Yediğin ilacın, ilacın yediğin olsun” yazar. Ve yaptıkları yemekleri tadınca bunu neden şiar edindiklerini anlarsınız. Bu restoranda sıradan olarak düşünebileceğiniz lezzetler dahi beklentilerin üzerinde. Oldukça lezzetli, doyurucu ve besleyici. Porsiyonlar cömert olduğu için yerel halk gibi farklı yemeklerden “az az” deneyebilirsiniz. Bakır kazanda pişirilip yağ, dereotu ve acı sosu ile birlikte sunulan, uskumru, palamut ya da akyadan yapılmış balık çorbası üst düzey bir lezzet. Belki de bu lokantanın imza yemeği. Bunun yanında işkembe ve ördek çorbası gibi özellikli çorbalara da menülerinde yer veriyorlar. Eğer bu çorbalarda kullandıklarları malzemeler tatmin edici değilse o gün o çorbayı çıkarmıyorlar. Türk damak tadına hitap edecek tarz bir fırın makarnaları var. Keçi peynirini ve dereotunu sevenler memnun kalabilir. Komposto sevenler ise damaklarını temizleyerek mutlu biçimde ayrılabilirler. Başta dediğimiz gibi, burası önünde uzun kuyruklar oluşan bir yer. Beklemekten hoşlanmayanların saat 12:30’dan önce veya 13:30’dan sonra gitmesini tavsiye ederiz. Geç gidenlerin karşı karşıya olduğu risk ise iyi yemeklerin bitme ihtimali. Ezcümle, hakiki bir esnaf lokantası nasıl olmalı sorusunun cevabı burada mevcut.
Üye yorumları